top of page

1. BASTIRMA -Savunma Mekanizmaları

Günlük halk konuşmalarında, romanlarda ve sinema filmlerinde bile ismi geçen bastırma (baskı, baskılama, unutma, geri gönderme, represyon) savunma mekanizmalarının temel direğidir.


bastırma savunma mekanizmaları

Freud İle Birlikte Bastırma Mekanizmasının Ortaya Çıkışı

Freud özellikle ‘serbest çağrışım’ adlı psikoanalitik incelemeyi kullanırken bilinçten bilinç dışına gönderimin farkına varır. Analitik esaslara göre tedavideki hastalar, bütün arka düşüncelerini bırakmak ve tam bir samimilikle akıllarına geldiği gibi konuşmak gerektiğini öğrendikleri zaman, incelemenin başlangıcında her şey normal gitmektedir.  Savunmaların devreye girerek bastırmanın işlediği yerde ise zorlanmalar ortaya çıkmaktadır. Örneğin hasta bir rüyasını anlatır, baskılı bir hasta bilinç düzeyine varır ve serbest olarak izahlarda bulunurken birdenbire durum değişir. Doktorun vermiş olduğu direktiflerden sapmaya ve bilincinde beliren düşünceler arasında bir seçim yapmaya başlar, elinden geldiği kadar konunun seyrini değiştirmeye çabalar. İzlemek zorunda kaldığı konuşma disiplini kendisine hatırlatılınca da sinirlenir ve hatta hekimle tartışma zeminini arar.


Gösterilen direnci Freud şöyle tarif eder: ‘Hasta herhangi fikrin, hatıranın veya duygunun içinden geçmediğini ya da tutulması ve yön verilmesi imkansız olan bir yığın düşüncenin zihnini kapladığını söyler fakat nihayet karşılaştığı kritiğe tabii olur. Esasen konuşmaları arasındaki uzunca duraksamaları kendini ele verir. Aynı zamanda dış davranışı da değişir; seansları durdurmak için her çeşit bahaneleri bulur ve çabalarını gevşetmeye çalışır. Bu direnme söz konusu olan nevroz çeşidine göre değişiklikler gösterir. Bununla beraber söylenmeyecek itiraflardan utanılacak şeyleri bildiğini kabul eder ve kararsızlıklarına itirazlarına rağmen psikoanalitik inceleme devam eder.’


O halde Freud’un belirtmiş olduğu gibi bazı belirli noktalar etrafında bir kısım düşünceler takılır ve esas kompleksin boşalması güçleşir. Demek ki bazı hatıraların uyanmasına engel olan bir güç vardır ve bunların belirtileri de direnmedir. Bu hatıralar bir nevi içgüdüsel uzaklaştırma ile bilinç dışı olarak tutulurlar. İşte bunun için bastırılmış, bilinç dışına itilmişlerdir. Bunu yaptıran mekanizma bu suretle ‘bastırma’ ismini almıştır.

 

Bastırma savunma mekanizması nedir?


Bastırmanın Oluşumu, İşlevi ve Koruyuculuğu

Aktif bir ruhsal telkinin ifadesi olan bilinç, birlik ve ahengini ancak devamlı çözümler sayesinde gerçekleştirir. Nasıl ki fizyolojik düzende organizma bütün vücut sistemleri ve dokularını bozan zararlı maddeleri süzme veya değiştirme mekanizmaları ile dışarı atıyor veya zararsız hale getiriyorsa; bilinçli birleşimde zehirler ve mikroplar gibi tehdit eden elemanları kendine has bir mekanizma ile dışarı atar. Hayatımızda da aynı şey söz konusudur. Her durum ve izlenim bizde birbirinin tersi olan duygular yaratabilir. İşte bu temizleme ve arıtma eylemi; heyecan ve affektif düşünceler esnasında bazı aşırı ve karıştırıcı olanları yok eder.


Bütün bu bozguncu izlenime karşı savunmadaki değiştirici barikat bastırmadır. Bu fizyolojik boşaltım mekanizmaları gibi otomatik irade ve bilinçdışının sorumluluğundan tamamıyla uzak bir fonksiyon niteliğindedir. Zira bu temizleme ve dışarı atma eylemi bilinçli nitelikte de olabilir. Örneğin; bir konferans esnasında dikkatimizi çeken şeyleri yok etme çabasını, bir sevmediğimiz kişi ile sohbetimizde kinimizi örtmek için takındığımız nazik muamele bunun gibidir. Fakat buna bastırmadan ziyade ‘olağan baskı’ demek daha doğru olacaktır. Bastırma özellikle irade dışı bir ayıklama ve itmedir. Bu itilen elemanda klasik araştırma ve incelemelerle bilinemez. Örneğin kendini tamamıyla tarafsız ve tamamıyla her şeye tahammüllü sayan bir insanın herkesin gözünden kaçmayan kin duyguları ve ihtiraslarında mutlak bir bastırma eleman mevcuttur.

 


Hipokrat’ın Melankolik Kral Perdikas’ı Tedavisi

Bastırma hekimlik ve psikoloji alanına gerçek manası ve izahları itibarıyla ilk kez Freud tarafından sokulmuş olmakla beraber anlamı ve varlığı çok eskiden beri bilinmektedir. Hipokrat’ın melankolik kral Perdikas hakkındaki görüşü bunu açıklıkla gösterir. Bu genç kralın gösterdiği ruhsal rahatsızlık belirtilerinin incelenmesi psikiyatrik bir şaheser teşkil eder. ‘Kral üç yıldan beri geceleri şiddetlenen ruhun derin bir ıstırabını gösteriyordu. Hipokrat’tan önce hiçbir hekim bu hastalığın sebebini bulamadığı için tedavisinde olumlu bir sonuç vermiyordu. Hipokrat genç hastanın tiklerini, gece sıkıntı krizlerini, irade bozukluklarını, unutkanlıklarını inceler. Özellikle cinsel ilgisizliği dikkatini çekerek rüyalarını önemle yorumlar. Hastanın rüyalarında sık sık toprağa çakılmış olan ve ölü babasının her yaklaşmasıyla sallanan bir mızrak sahnesi görmesi dikkatini çeker. Hipokrat iç çatışmayı bu suretle keşfeder. Genç hastasının çocukluğunun en önemli hatıralarını canlandırmaya çalıştırır. Birçok denemeden ve genç kral tarafından vaki olan inkarlardan sonra cinsel çatışmayı ve bastırmayı çözer.’

 


Bastırma Üzerine İbn Sina ve Nietzsche

İbn Sina da birçok ilacın iyi edemediği bir aşk vurgunu melankolik şehzadeyi kuvvetli ve metabolik bir telkinle bastırmadan kurtararak iyi etmiş ve bastırmayı delilik manasına almıştır. Nietzsche ise ‘İyiliğin ve Kötülüğün Ötesinde’ kitabında bastırmayı canlı bir şekilde belirtmektedir. ‘Bunu yaptığımı belleyip söylediği halde onurum ise aksine olarak bunu yapmayacağını söylemekte ve bunun içinde şiddetli ısrarına rağmen en nihayet hafızam boyun eğmektedir.’

 

Bastırma Nedir?


Bastırmaların Koruyucu Yanları

En kuvvetli, en çetin ve nevroz yaratıcı bastırmalar libidonun (cinsel içgüdünün) her vakit aramakta olduğu zevk doyumunun gerçekleşmesini engelleyen sebepler hazırlarlar. Bütün bu biyolojik, psikolojik, sosyal süreçlere ve yasaklara toplu bir terimle ‘Engeller’ diyoruz. Bu bastırmalar çocukluk çağında başlar ve bütün hayat boyunca devam ederler. Ergenlik hayatımızda bile her gün bize ıstırap veren başarısızlık ve aşağılık duygusunu yaratan sarsıntılar karşısında örtbas edici ve yatıştırıcı bastırmalarda bulunuruz.


Esasen insan ancak bu bilinç dışı mekanizma sayesinde hayvanlıktan uzaklaşır ve medenileşir. İnsan olgunluğu bireyde ve kitlede birçok bastırmaların eseridir. Bu olmazsa lokantaların iştah kamçılayıcı vitrinlerin önlerinde oburlar ve açlar, kuyumcuların önünde birçoğu hislerine mağlup olur ve suçlar işlerler. Şüphesiz ki bütün bunların dereceleri vardır. Yukarıda da belirtildiği gibi bunların bir kısmı nihayet hastalıklarla ilgili kaynak teşkil etmeyen ve normal fonksiyonlar olarak bizi koruyan birtakım baskılardır. Özellikle cinsel tabiatlı bastırmalar herhangi bir kamçılayıcı sebeple daima bir nevroz yaratacak karakteri ve şiddeti taşırlar. Yahut birine şiddetle tutkun olan biri bastırma sayesinde tutkunu olmadığı bir kadınla evlenebilir. Bu ruhun bir kurtuluş vasıtası olmak üzere başarılı bir bastırmasıdır. İnsanların gündelik hayatları bu ufak bastırmalarla doludur.

 


Zarar Verici Olumsuz Bastırmalar

Bastırma mekanizması her vakit kolaylıkla ve kendiliğinden olumlu gerçekleşmez. Ruhun derhal doyum ve itaat dileğinde bulunan asi ve egoist tarafları vardır. İçten gelen vahşi tabiatlı bir ses durmadan haykırır ve ilkel, çocukça bu içgüdüleri ve daha ziyade anarşik nitelikte olan libidoyu kamçılar. Bu taktirde bir kadın arzu edilemeyen adamı alabilir. Bu adam toplum, aile, arkadaşlar nazarında sorunlu ve başka kadınlara eğilimi olan biri olabilir. Vahşi arzu onu dinlemez ve bilince hakim olur, işte bu da olumsuz bir bastırmadır. Yahut kadının bu çatışması son derece şiddetli ve ıstırap vericidir. Çatışmaların dercesine ve cinsel iç güdünün mazi olan bağıntılarına veya herhangi bir gelişme dönemine göre baş gösteren bastırmanın sonucu ya bir nevroz, psikoz, sapkınlık ya da bazen bir suç olabilir. Bu cinsel içgüdünün en basit şekilde hastalığa ait yola saplanmasının oluşudur.


bastırma savunma mekanizması

1-BASTIRMA -Savunma Mekanizmaları


141 görüntüleme

Comments


bottom of page